Recep Çalı
UMUT VE FAKİR.

Dostlar, sizleri bilmem ama benim için bu köşede, çok aralıklarla yazarak bile olsa sizlerle buluşmak bir alışkanlık oldu. Hayatımın içinde bulunması gerekli bir alışkanlık, gibi görünüyor. En azından şimdilik öyle hissediyorum. Sizlerle olmak güzel gerçekten. Kendimle olmakta elbette. Daha önceki buluşmalarımızda hiç sözünü etmediğim bir şeyden bahsetmek istiyorum bugün. UMUT tan, umudun hayatımızda kapladığı yer veya kaplaması gerektiği yerden. Elbette umut ve fakir ikileminden de.

 

UMUT: Sözlük anlamı beklenti demektir. Evet, hepimizin bildiği bir  “Umut fakirin ekmeği”  özlü sözü vardır. Bunu çok farklı kesimler farklı amaçlar için söyler, deyim yerinde ise bu söz çok farklı amaçlar için kullanılabilmektedir.  Genellikle de sofrasından ekmeği sistem gereği ya da sistem yanlışlığı ile alınmış garibimin (Fakirin) tutunacak, şükretmesini sağlayacak bir dalı olsun diye kullanılmıştır. Kimi zaman ise en zor anlarda bile insanoğluna bir çıkar yol bulabileceği duygusunu aşılamak için kullanılmıştır. Doğru olanı da elbette budur.

 

Kısaca bazı ünlülerin ne dediğine bakarsak: Nietzsche “Umut kötülüklerin en kötüsüdür. Çünkü işkenceyi uzatır.” Cem KARACA: “umut gönlümün ekmeği, umar ha umar.” Elbette ki, bu iki sözde değerlidir. İlk bakışta farklı anlamlar içeriyor gibi görünse de asıl UMUT, yani gerçek anlamda UMUT işkence görmene neden olmayacak, ruhunu doyurup, yeni arayışlar ve bulunduğun her türlü açmazdan çıkış için SANA GÜÇ SAĞLAYACAK BİR IŞIKTIR. En önemli örneği de kendini dünyanın hâkimi gören Emperyalist güçlere rağmen bağımsızlık umudunu koruyan ve gerçekleştiren Mustafa Kemal Atatürk ve halkımızdır. Onların verdiği Kurtuluş Savaşıdır.

 

FAKİR: Malı mülkü bulunmayan, zengin olmayan demektir değil mi? Eh haklısınız elbette, sözlük anlamı olarak. Bilin ki bu söz bizim ülkemizde bu anlamda neredeyse hiç kullanılmaz. Hiç fakiri olmayan(!), kalkınmakta olan, pandemiye ve bunca ekonomik krize rağmen büyümede Avrupa lideri bir ülkeyiz. Herhalde ondandır ki bizde FAKİR sözü genellikle acz içinde olan, çaresiz olan anlamında kullanılmaktadır.

 

Bu ne yaman bir çelişki değil mi. Fakirin “acz içinde olan çaresizin”, en önemli umudu ”beklentisi” ne olmalı sizce. Fiziken ve ruhen ayakta kalabilmek olmalı bence. Oysa biliyoruz ki önemli beklentiler kişilere göre değişiyor olsa bile bu ülkede herhangi bir talih oyunundan (Milli Piyango, iddia, altılı ganyan, sportoto vs.) köşeyi dönmek yaygın bir umut.  Yanlış burada başlıyor. Üreticinin içinde bulunduğu açmazlara, tarihimizin en önemli işsizliğine ve dünyanın en kapsamlı krizine ve fakirin “acz içinde olan çaresizin” durumunu anlatamayacak kadar mecalsiz olmasına rağmen kendini aydın ve entelektüel görenlerimizin tepkisizliği galiba bu yanlış UMUT değerlendirmesinde gizli.

 

Ben nasihat anlamı taşıyacak sözler etmek istemiyorum. Ama tüm arkadaşlarıma bir kez daha hatırlatmak istiyorum. Umut fakirin ekmeği değil, hayattan beklentilerimizin karşılanmasına dair mücadelemize ruhsal güç katabilecek bir duygu olmalıdır. Ha bakın birde yeri gelmişken, bence; Entelektüel olmanın birinci koşulu, kendi dışındaki problemlere duyarlı olmaktır. 

Sevgi ve sağlıkla ama hep umut dolu kalın. Recep ÇALI-İnşaat Müh.

 

Yayınlanma Tarihi : 2020-12-8 21:34:58
Okunma Sayısı : 1678
/upload/files/683f608772ee8.jpg

Recep Çalı Diğer Yazıları