Netflix 'e tepkiler çığ gibi

Müzik ve Sinema Derneği Netflix 'e tepki gösterdi.

Müzik ve Sinema Derneği Genel Başkanı Arslan Ateş ile son zamanlarda yayın politikası ve içerikleriyle tartışılan Netflix ile ilgili açıklamalar yaptı.

 

1. Netflix nasıl bir platform!

30 yıldır ABD’de faaliyet gösteren dijital yayın platformudur! Dijitalin hayatımıza girmesiyle doğru orantılı Netflixin de aksiyon aldığını görüyoruz. Hollywood’un taşıdığı misyon ve amaç ne ise Netflix de aynı gayeye hizmet ediyor. 

Çok yönlü uluslararası bir operasyondan bahsediyoruz aslında. ABD Ulusal Güvenlik Ajansı, medya ve sermaye çevresi bu alanda da etkin.

2. Yayın politikaları nedir!

Bir yönüyle etkili bir propaganda aracı diğer yönüyle hiçbir dinin ve kutsal kitabının kabul etmediği bir yaşam tarzının diğer milletlere dayatılması, transfer edilmesi. 

Bütün duvarlarınızı yıkarlar, sizi siz yapan ve farklı kılan tüm değerlerinizi itibarsızlaştırırlar, inancınızla aranıza barikat örerler, kültür kodlarınızla oynarlar, kadim geçmişinize sünger çekerler, tarihinizden koparırlar, modern hayatın insanı bireyselleştiren, yalnızlaştıran ve kendine bile yabancılaştıran yönüyle aidiyet duygularınızı flulaştırır, çizgileri belirsiz hale getirir, hatta silerler. Siz özgür bir birey olma yolunda hızlı ilerlerken seküler bir hayatın kollarında acımasız bir şekilde savrulursunuz. 

Dün konuşmaya bile haya ettiğiniz hatta korktuğunuz bir çok şey hayatınıza girmiştir, sıradanlaşmıştır, sizi müzmin bir üyesi ve savunanı yapmıştır artık.

Hollywood bunu sinema ile 100 yıldır yapıyor. 

Hollywood’da üretilen, senaryoları algıyı yönetmeye dönük ve tamamen manipülatif; yönetmen Sidney J. Furie’nin American Soldiers (Amerikan Askerleri), Clint Eastwood’un American Sniper (Keskin Nişancı) ve Gavin Hood’un Eye İn The Sky (Ölüm Emri) filmlerini izlerseniz; ABD’nin bölgemize adalet, huzur, esenlik ve barış için geldiğini düşünmeye başlarsınız..

Minnet bile duyarsınız içten içe..

3. Kimleri hedef alıyor!

Tartışmasız 8-15 yaş grubunu özellikle tehdit ediyor. Yaşadığımız sağlık süreçleri bizi sosyal hayattan koparırken TV, medya, sosyal medya ve dijital platformlara ve etkilerine daha açık hale getirdi. “Korona sosyal ortamlarda hızlı yayılırken Netflix kendisini asosyal ortamlarda daha fazla ifade etmektedir.” Herkesin kendi odasında, elinde akıllı telefonu, tableti ve bilgisayarı ile günden 10 saatten fazla (istatistikler daha ürkütücü rakamlar vermektedir) zaman geçirdiğini düşünürseniz işin vehametini daha iyi anlarsınız. Siz hem kapital dünya için iyi bir pazar, iyi bir müşteri hem de ideolojik ve politik yaklaşımların rahatlıkla yön verebileceği bir hedef kitlesiniz artık demektir. Daha iddialı bir şey söyleyeyim; Türkiye’nin hatta islam dünyasının beş on yıl sonrası dizayn ediliyor. İnançla arasına mesafe koymuş, hiç bir kutsalı, değeri, geleneği tanımayan, özgürlük adı altında kendi benliğinden kopartılmış, dün konuşmaktan bile korktuğumuz şeyleri bir yaşam biçimi olarak gören ve savunan bir anlayışın egemen olduğunu göreceğiz.

4. Tedirgin olmalı mıyız!

Kesinlikle tedirgin olmalıyız. Bizim insana, eşyaya, dünyaya bakışımız farklı. Bu bakış açısı sarsıntı geçiriyor. İslam dünyası yıkımın eşiğinde. Kültürel olarak düştükten sonra işgal edilmişsiniz demektir. Topraklarınızın elinizden alınması ya da göndere bir başka ulusun bayrağının çekilmesi gerekmiyor. Siz zaten kaybetmişsiniz demektir. Piyade savaşına gerek duyulmayacak şekilde uluslararası güçlerin hedeflerine hizmet ediyorsunuzdur. 

Daha iyi anlaşılsın diye örnekleme yapayım; Saatte 1000 km hızla giden bir kasırganın önünde 75 model bir araçla kaçmaya ve içindekileri korumaya çalışıyoruz. Görüntümüz aynen budur!

Dün topla, tüfekle amaçlarına ulaşamayanlar bugün televizyon ile sinema ile dijital ile bunu gerçekleştiriyorlar..

5. Durum çok mu vahim!

Önemli bir şey söyleyeceğim; 

“Netflix bir sonuçtur...”

Televizyon ve sinemamız Netflixi aratmayacak içerikte yayın yapıyorlar. 

RTÜK Başkanı Ebubekir Şahin, Netflix Türkiye yapımı 'Aşk 101' adlı diziye ilişkin 'Uyardık, gözümüz üzerlerinde. Kırmızı çizgilerimiz bellidir. Ahlaksızlığa geçit vermemekte kararlıyız' şeklinde konuşurken işi daha da ileri götüren yerli yapımlara karşı aksiyon almamasını tam bir tutarsızlık olarak görüyorum.  Televizyonlarımızda yayınlanan  Kılıç Günü, Aşkı Memnu, Gel Dese Aşk gibi onlarca dizi ve film ile her türlü ahlaksızlık ve her türlü sapkınlık bir yaşam biçimi olarak, hayatın gerçekliği gibi takdim edilirken denetim mekanizmasını işletmeyen RTÜK’ün Netflix ile ilgili yaptığı açıklamayı “topu taca atmak” olarak değerlendiriyorum. Hal böyle olunca müsait zemin bulan Netflix zaten elini kolunu sallayarak  harimi ismetimize girebilmiştir. Dolayısıyla Sn RTÜK Başkanı ve yetkililerin önce içeriye dönmesi gerekir. İçerideki tablo daha vahimdir.

Ayrıca Netflixden faydalanmak için abone olmak ve ücret ödemek zorundasınız. Yani size bir maliyeti var. Ama bizim televizyon programlarımıza 7/24 bedelsiz ulaşabilmektesiniz. Böyle bakarsanız bizim dizilerin maliyeti Netflixden daha fazla. 

6. Ne yapılmalı!

Burada hem denetim mekanizması (RTÜK) işletilmeli, yerli ya da yabancı ayartıcı tüm yapımlarla mücadele edilmeli hem de “milli bir yayın çizgisi” teşvik edilmeli ve bu alanda ortaya konan tüm çabalar desteklenmeli. Bunu görmek istiyoruz.  Sektörün yaşadığı teknik, ekonomik ve diğer sıkıntılar bellidir. Bunların ortadan kalkması için Kültür Bakanlığı başta olmaK üzere tüm kurumların aksiyon alması gerekiyor. Türkiye’de bu alanda güçlü isimler var. Dijitalin hayatımıza daha çok girdiği bu günlerde bu alanın boş bırakılması kabul edilmez. 

Netflixin yasaklanması asla çözüm değildir. Yasaklar bilakis ilgiyi daha da artıracaktır. Türkiye'nin kendi dijital platformunu kurması kaçınılmazdır.

Yayınlanma Tarihi : 27-4-2020
Okunma Sayısı : 868
oıo