Türkiye Cumhuriyeti, dünyada eşi görülmemiş bir istiklal mücadelesinin ardından kurulmuştur. Birinci Dünya Savaşı’nın ardından esaret altına alınmak istenen Türk Milleti, Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk önderliğinde verdiği Ulusal Kurtuluş Savaşı ile esaret zincirlerini kırmış, bağımsızlığını kanı ve canı pahasına elde etmiştir.

 

Hiç şüphem yok ki; Gazi Mustafa Kemal ve silah arkadaşları öncülüğünde Kurtuluş Savaşında yokluk ve yoksulluk içinde Aziz Milletimizin yaktığı istiklal meşalesi, türlü saldırı ve zorluklar karşısında hiç sönmemiş ve sonsuza kadar da sönmeyecektir.

 

Cumhuriyet’in temel değerleri olan laiklik, hukukun üstünlüğü ve eşitlik kavramlarını koruyup gerçek bir demokrasi ile taçlandırmak devletimizin ve onu idare edenlerin asli vazifesi olmalıdır. Unutulmamalıdır ki akıl ve bilimden, Atatürk devrimlerinden ve Cumhuriyet felsefesinden uzaklaşmak bizi ancak yıkıma götürecektir.

 

Cumhuriyetimizin Kurucusu Ulu Önder, Cumhuriyeti en başta gençlere emanet etmiştir.

Bunu  “Yükselen yeni nesil, istikbal sizsiniz. Cumhuriyeti biz kurduk, onu yükseltecek ve yaşatacak sizsiniz."  sözleri  ile en açık biçimde ifade etmiştir. En elverişsiz koşullar altında bile, gençlerin görevlerini eksiksiz olarak yerine getireceğine inancını da “Nutuk”un sonunda yer alan “Gençliğe Hitap”ta belirtmiştir: “Ey Türk istikbalinin evladı! İşte, bu ahval ve şerait içinde dahi vazifen, Türk istiklal ve cumhuriyetini kurtarmaktır. Muhtaç olduğun kudret, damarlarındaki asil kanda mevcuttur.”

 

Kuruluşunun 101. yılında, yürekten inanıyoruz ki; Cumhuriyetimiz, Kuruluş ve Atatürk ilkeleri doğrultusunda, çağdaş uygarlık yolunda ilerleyerek sonsuza kadar yaşayacaktır.

 

Cumhuriyet Bayramımız kutlu olsun!