1. Dünya Savaşı’nın ardından İtilaf Devletleri ve Yunanlılar, Mondros Mütarekesi’ni bahane ederek Anadolu’yu işgale başlamıştı.

Yurdun çeşitli yerlerinde Kuva-yı Milliye birlikleri işgallere karşı direniş başlatmıştı. Devam eden süreçte düzenli ordu kurulması gerekli görülmüş ve kurulan düzenli ordu, 1. ve 2. İnönü Savaşları’nda Yunanlılara karşı zafer kazanmıştı.

Bu muharebelerin ardından yaşanan Kütahya-Eskişehir Savaşı’nı Türk Ordusu kaybetti ve Yunanlılar Afyon, Eskişehir ve Kütahya’yı ele geçirdiler. Yenilginin ardından savaş sonrası ordunun teçhizat ihtiyacını karşılayabilmek için Tekalif-i Milliye emirleri yayımlandı.Yayımlanan bu emirin ardındanTürk Milleti varını, yoğunu vatanın kurtuluşu için sarfetti.

Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün “Sakarya Melhame-i Kübrası”(çok büyük kanlı savaş) olarak nitelendirdiği bu meydan savaşının ardından Türk Ordusu, savunma durumundan vazgeçip taarruz durumuna geçmiştir.

Sakarya Meydan Muharebesi’nin ardından Büyük Millet Meclisi tarafından Mustafa Kemal Atatürk’e “Mareşal” rütbesi ve “Gazi” unvanı verilmiştir.

Yunan ordusunun Türk savunma hatlarını zaman zaman kırdığı bir ortamda Başkomutan Mustafa Kemal Paşa, “Hattı müdafaa yoktur, sathı müdafaa vardır. O satıh bütün vatandır. Vatanın her karış toprağı vatandaşın kanıyla ıslanmadıkça düşmana terk olunamaz.”diyerek cephenin kesinlikle terk edilmemesi emrini vermiş ve savaşın seyrini değiştiren hamlelerinden birini yapmıştır.

Türk Ordusu’na kesin darbeyi vurmak, Büyük Millet Meclisi Hükümeti’nin merkezi olan Ankara'ya girmek, böylece Sevr Antlaşmasını tartışmasız kabul ettirmek, aynı zamanda kendi büyük ideallerine (Megali İdea) ulaşmak amacıyla Batılı devletlerin güdümündeki Yunan ordusu, 23 Ağustos’ta Sakarya Irmağı’nın doğusunda konuşlanan Türk Ordusu’na taarruzda bulunmuştur.

100 kilometrelik alanda 22 gün 22 gece süren ve Kahraman Ordumuz’un kesin galibiyeti ile sonuçlanan Sakarya Meydan Muharebesi, sonuçları bakımından Türk tarihinde önemli bir dönüm noktası olmuştur.

Sakarya Meydan Muharebesi ile 13 Eylül 1683’te Viyana bozgunu ile başlayan ve tam 238 yıl süren Batı karşısında geri çekilişimize bir “dur” denilmiştir.

Bu zaferle, Türk Ordusu ve Milli Mücadele Hükümeti'ne yurtta ve dünyada gösterilen saygı artmıştır.Kazanılan zaferin ordumuza verdiği moral ve yapılan hazırlıklar sayesinde 30 Ağustos 1922'de kazanılan Başkomutanlık Meydan Muharebesi zaferi ile Anadolu düşman işgalinden kurtarılmıştır.

Milletimizin gösterdiği fedakarlık, mücadele ruhu ve iradeden ilham alarak bizler de bu ülkeyi ilelebet yaşatmaya ve yüceltmeye devam edeceğiz.

Bu vesileyle, Sakarya Meydan Muharebesi’nin 100.yıldönümünü kutluyorum.Başta Gazi Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere İstiklal Savaşımız’ınkahramanlarını, şehitlerimizi, gazilerimizi rahmet ve minnetle yâd ediyorum.