Sayın Basın Mensupları, Değerli Kamuoyu
Yeni eğitim öğretim yılının başlamasına çok az kala kronikleşmiş eğitim
sorunlarının çözümleri bir yana “fırsat eşitsizliği” giderek derinleşmekte
ve çoğalmaktadır.
Ekonominin içinde bulunduğu durum en çok da en mağduru etkilemektedir.
Bu yıl 56 bin 200 resmi, 14 bin 179 özel ve 4’ü açık öğretim olmak üzere 70
bin 383 okulda 15 milyon 839 bin 140 resmi; 1 milyon 578 bin 233 özel ve
1 milyon 738 bin 198 Açık Öğretim olmak üzere toplam 18 milyon 157 bin
571 öğrenci ile 11 Eylül 2023 tarihinde eğitim öğretim yılı başlayacaktır.
Yüksek enflasyonun öğrenci, veli, eğitim çalışanları üzerinde oluşturduğu
ağır yüklerin çözümü bir yana seçim öncesi verilen sözler dahi
unutturulmaya çalışılmaktadır. Bu bağlamda:
1. Seçim öncesi öğrencilere bir öğün yemek verileceği söylemleri
unutturulmaya çalışılmaktadır.
2. 2023-2024 Eğitim öğretim yılına sağlıklı beslenme, barınma ve ulaşım
sorunlarıyla girmekteyiz. İkinci el öğrenci kıyafetleri internet satış
ağlarına düştü bile. Tek bu gösterge bile ülkemizde yaşanan
yoksulluğun boyutunu görmek için yeterlidir.
3. Akaryakıt, yurt ve kiralara gelen zamlar ebeveynler için ulaşılamaz
hale gelmiştir. Veli çocuğunu servis aracı ile okula gönderemez olmuş,
çocuğu bir yükseköğretim programına yerleşen veli sevinmesi
gerekirken evladı ile ekonomik koşulları arasında sıkışıp kalmıştır.
4. Pandemi dönemi oluşan öğrenme kayıplarına, Kahramanmaraş
merkezli deprem yenilerini eklemiş, öğrenme kayıpları
giderilememiştir.
5. Eğitime yeterli kaynak aktarılmamıştır. Bu durum eğitim yatırımlarının
ihtiyaç oranında yapılmaması sonucunu doğurmuştur. Bu
uygulamalarla çocuklarımız adeta kalabalık sınıflara, ikili eğitime
mahkûm edilmiştir.
6. Bütün olumsuzluklarına ilave olarak kapatılan 20 bin 600 köy okulu
açamadıkları için taşımalı sistem garabeti de ısrarla sürdürülmektedir.
7. Deprem bölgesinde yıkılan okul binaları yapılmamış; eğitim çadırlar,
konteyner ve benzeri gibi geçici ve elverişsiz koşullarda
sürdürülecektir.
8. Bir uzmanlık mesleği olan öğretmenlik mesleği ekonominin olumsuz
koşullarına kurban edilmiştir. Öğretmenin daha az ücretle istihdamına
amaçlayan ücretli ve sözleşmeli öğretmen uygulaması ısrarla
sürdürülmektedir. Bu eşitsiz uygulama ile öğretmenler ayrıştırılmış iş
barışı bozulmuş, mesleğin saygınlığı azaltılmıştır.
9. Yine Öğretmenlik Meslek Kanunu ile öğretmenler ayrıştırılmıştır. Bu
uygulama ile öğretmenlerin ekonomik ve özlük hakları sınav ve
kariyer odaklı hale getirilerek meslek barışı bozulmuştur.
10. Okullarda mevcut öğretmen ve yardımcı personel açığı devam
etmektedir. Yarım milyona yakın atanamayan öğretmenin olduğu bir
ülkede öğretmen açığının olması ancak yönetememekle açıklanabilir.
11. MEB yönetici atama süreçleri liyakati değil sadakati öncelemiştir.
Bu durum eğitimin niteliğinin sürekli düşmesini sağlamıştır.
12. 12 yıl zorunlu eğitim sözden öteye geçememiştir. Mevcut sistem
ve ekonomik koşullar öğrenci devamsızlıklarını artırmıştır. Yine Açık
öğretim zorunlu öğretimden bir kaçış alanı olarak tercih edilmiş ve
örgün eğitimin içi boşaltılmıştır.
13. Mesleki eğitimde başlatılan Mesleki Eğitim Merkezi uygulaması
ile çocuklar okullarından uzaklaştırılmış çocuk işçiliği oluşumunun önü
açılmıştır.
14. Üniversitelere tepeden atanan rektörler, yöneticiler
yükseköğretimin özerkliğini ve bağımsızlığını ortadan kaldırmıştır.
Özetle eğitim bir anayasal hak olmaktan çıkarılmış piyasa
koşullarına terk edilmiştir.
Fırsat eşitliği sağlanması gerekirken birçok çocuğumuz eğitim
öğretimden mahrum kalacaktır.
Özetle 2023-2024 eğitim öğretim yılına okullar fiziki altyapı,
donanım, kalabalık sınıflar, ikili eğitim, taşımalı eğitim, eğitim
programlarının çağın ihtiyaçlarından uzak oluşu, dini cemaat ve
vakıfların yurtlarına çocuk ve gençlerin yönlendirilmesi,
öğretmenlik mesleğinin ayrıştırılması, atanamayan öğretmenler
gibi çok sayıda sorunla girilmektedir.
Bütün bunlar bizlere ekonominin olumsuz koşullarına
eğitimin kurban edilmekte olduğunu göstermektedir.
Uyarıyoruz uygulanan eğitim politikalarıyla çocuk ve
gençlerimizde oluşan geleceksizlik duygusu derinleşmekte,
beyin göçü katlanarak büyümektedir.
➢ Bir an önce eğitime aktarılan kaynak OECD ülkeleri
seviyesine çıkarılmalıdır.
➢ Çocuklarımıza vadedilen ücretsiz yemek ivedilikle
uygulamaya geçirilmelidir.
➢ Okulların fiziki yetersizlikleri, donanım, öğretmen ve
yardımcı personel ihtiyaçları giderilmelidir.
➢ Eğitimin siyasallaştırılması uygulamalarına son verilmeli,
eğitim programları akıl ve bilimin gerektirdiği çağın erişi
düzeyine uygun hale getirilmelidir.
➢ Öğrenci sayıları dikkate alınarak kapatılan köy okulları da
en kısa sürede açılmalıdır.
➢ Yargı kararları uygulanarak ANDIMIZIN okullarımızda
okunmasına hemen başlanılmalıdır.
Eğim anayasal bir haktır, engellenemez.
Şimdi, İYİ Parti teşkilatları olarak alınan bir yargı kararını
sembolik de olsa uygulamak ve haklı talebimizi dile getirmek
adına, ANDIMIZ’ı okuyacağız.
Türk'üm,
Doğruyum,
Çalışkanım,
İlkem: küçüklerimi korumak, büyüklerimi saymak, yurdumu,
milletimi özümden çok sevmektir.
Ülküm: yükselmek, ileri gitmektir.
Ey Büyük Atatürk! Açtığın yolda, gösterdiğin hedefe durmadan
yürüyeceğime ant içerim.
Varlığım Türk varlığına armağan olsun.
Ne mutlu Türk'üm diyene!
Okunma Sayısı : 370