Namık Kemal Üniversitesi Araştırma ve Uygulama Hastanesi Kan Alma Ekipleri Oluşturdu
Namık Kemal Üniversitesi Araştırma ve Uygulama Hastanesi Kan Alma Ekipleri Oluşturdu
Dünyada her 3 saniyede bir kişinin kan dolaşımına mikroorganizmaların karışması sonucu bağışıklık sisteminin çökmesi ile ölümüne yol açan sepsis hastalığına karşı kan kültürleriyle ilgili doğru uygulamaların yapılması için, Namık Kemal Üniversitesi Sağlık Araştırma ve Uygulama Merkezi Yoğun Bakım Ünitesinde ülkemizde belki de ilk olan bir uygulama olarak kan alma ekipleri (flebotomi) oluşturuldu.
Klinik Mikrobiyoloji Uzmanlık Derneği (KLİMUD) Kan Kültürü Çalışma Grubu Başkanı ve Üniversitemiz Sağlık Uygulama ve Araştırma Merkezi Tıbbi Mikrobiyoloji Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Aynur Eren Topkaya Ülkemizde sepsis tanı ve tedavisini yöneten tüm klinisyenlerin ve tanıya katkı sağlayan mikrobiyoloji uzmanlarının günlük rutin uygulamada başvurabilecekleri kullanıcı dostu, güncel bir rehber ihtiyacının belirmesi nedeniyle KLİMUD tarafından bir ulusal rehber hazırlanarak kullanıma sunulduğunu aktardı.
“Namık Kemal Üniversitesi Sağlık Araştırma ve Uygulama Merkezinde bu konuda öncü olabilecek çalışmalar yapılıyor”
Prof. Dr. Aynur Eren Topkaya “Hastanelerde kan kültürü almak için özel olarak eğitilmiş ekiplerin kurulması özellikle kan örneğine dış çevreden bulaş oranlarını düşürmede etkili olmaktadır. Bu ekipleri oluşturmanın maliyeti, bulaşa bağlı artan işlem, yanlış tanı ve buna bağlı gereksiz antibiyotik kullanımının neden olduğu maliyetten daha düşüktür.” Ancak ülkemizde sağlık hizmeti sunumundaki hemşire sayısının yetersizliği nedeniyle bu uygulamaya geçilememiştir. Kan kültürleriyle ilgili doğru uygulamaların yapılması için, Namık Kemal Üniversitesi Sağlık Araştırma ve Uygulama Merkezinde Yoğun Bakım Ünitesinde ülkemizde belki de ilk olan bir uygulama olarak kan alma ekipleri (flebotomi) oluşturulmuştur. Hemşirelik Hizmetleri Müdürü Doç. Dr. Tülin Yıldız’ın desteği ve hemşirelerimizin özverisiyle bu hizmet ülkemizdeki diğer sağlık kuruluşlarına da öncü olmaktadır. Ayrıca görsel eğitim materyali olarak kan kültürü alınması ile ilgili bir video hazırlanmış ve hastane personelimizin yanı sıra kan kültürü ile ilgili hizmet veren sağlık birimlerinin yararlanması amacıyla web sayfamıza konulmuştur.” sözlerine yer verdi.
“Septik şok klinik olarak en ağır tablodur ve ölüm oranı %60’ın üstüne çıkabilmektedir.”
Tıbbi Mikrobiyoloji Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Aynur Eren Topkaya “Sepsis günümüzde sık karşılaşılan ve ciddi ölüm oranları ile sonuçlanan bir enfeksiyon hastalığı komplikasyonudur. Sepsis, vücuttaki bir enfeksiyon odağından (akciğerler, idrar yolları, bağırsaklar vb.) bakteri veya mantar gibi mikropların hastanın kan dolaşımına geçmesi sonucunda ortaya çıkan ve doğru antibiyotik tedavisinin hızla başlanmadığı durumda hastanın hayatını tehdit eden çok ciddi bir hastalıktır. Sepsis tablosunun ilerlemesi ve dolaşım ve solunum sistemlerindeki yetersizlik sonucunda gelişen şok tablosuna septik şok denir. Sepsis olgularının yaklaşık olarak %25’inde septik şok tablosu ortaya çıkmaktadır. Septik şok klinik olarak en ağır tablodur ve ölüm oranı %60’ın üstüne çıkabilmektedir.” diyerek sepsise bağlı ölümlerin azaltılabilmesi için en önemli nokta erken dönemde hastalığın tanınması ve tedaviye başlanması gerektiğini kaydetti.
Sepsis tanı ve tedavisinde kan kültürü büyük önem taşıyor
Sepsis tanı ve tedavisinde kan kültürünün önemine değinen Topkaya “Kan dolaşımı enfeksiyonları, genellikle diğer organlarda enfeksiyon yapan mikropların kana yayılmasıyla oluşur. Kan kültürü kan dolaşımı enfeksiyonlarının yanısıra; menenjit, osteomiyelit, artrit, endokardit, peritonit, pnömoni ve nedeni bilinmeyen ateş gibi hastalıkların tanısı için de gereklidir. Kan dolaşımı enfeksiyonu bulguları; titreme, ılımlı veya yüksek ateş, hızlı nefes alma, artan nabız veya çarpıntı, aşırı yorgunluk, kas ağrıları ve baş ağrısıdır. Tedavi edilmezse sepsis oluşur ve zihinde bulanıklık, azalmış idrar, baş dönmesi, mide bulantısı, ciltte döküntü ve baş ağrısı ortaya çıkar. Bu bulgular organ yetmezliklerine kadar ilerleyebilir. Sepsis bulgularının geliştiği hastaya uygun tedavinin verilebilmesi için sepsis tanısının hızlı ve doğru bir şekilde konması çok önemlidir. Bu kapsamda hastaya tanı koyan, tedavi veren ve izleyen hekimlerin hastadan kan kültürü testi istemesi önemlidir. Kan kültürü testlerinin doğru şekilde yapılması ve sonuçlandırılması için hem kan kültürü testlerini isteyen ve aynı zamanda testler için kan numunesi alan hemşire ve hekimlere hem de mikrobiyoloji laboratuvarlarında çalışan uzmanlara önemli görevler düşmektedir. Uygun şekilde yapılan kan kültürü testlerinin hızlı bir şekilde raporlanması sayesinde, sepsisteki hastanın tedavisi doğru şekilde yönlendirilir ve hastanın hayatta kalması sağlanır. Sepsiste doğru antibiyotik tedavisinin ne olduğu ancak hastanın kanında bulunan mikrobun kimliğinin ortaya konması ve bu mikroba hangi antibiyotiklerin etkili olduğunu belirleyen duyarlılık testlerinin yapılması ile belirlenebilir. Kan kültürü sayesinde hastada sepsis gelişimine neden olan mikrobun hızla adı konur ve antibiyotik duyarlılığı belirlenir. Bu nedenle, kan kültürü sonuçları ne kadar hızlı alınırsa, doğru antibiyotik tedavisi hastaya o kadar çabuk başlanır, bu sayede hastanın hayatta kalma şansı artar, tedavi masrafları ve hastanede yatış süresi kısalır, yan etki ve hastalığa bağlı sakatlık riski azalır.” sözlerine yer verdi.
KLİMUD’un hazırladığı rehber, kan kültüründe standart uygulamaların yaygınlaşmasını sağlıyor
Prof. Dr. Aynur Eren Topkaya KLİMUD’UN hazırladığı rehberin önemine şu sözlerle değindi: “Ülkemizde sepsis tanı ve tedavisini yöneten tüm klinisyenlerin ve tanıya katkı sağlayan mikrobiyoloji uzmanlarının günlük rutin uygulamada başvurabilecekleri kullanıcı dostu, güncel bir rehber ihtiyacının belirmesi nedeniyle KLİMUD tarafından bir ulusal rehber hazırlanmış ve kullanıma sunulmuştur. Bu rehberde kan kültürlerinin uygun endikasyonlarda, uygun dezenfeksiyon ve antisepsi işlemleri yapılarak, klinik tanıya uygun olan miktarda kan alınarak, klinik mikrobiyoloji laboratuvarına gönderilişi, laboratuvarda kan kültürlerinin değerlendirilmesi ve kliniğe raporlanması ile ilgili doğru uygulamalar ve kalite göstergelerinin oluşturulması ve izlenmesi ile ilgili güncel kurallar ele alınmıştır.”
Prof. Dr. Aynur Eren Topkaya, Türkiye çapında tarafımızca düzenlenecek olan eğitimler ile sepsis hastalığına karşı kan kültürleriyle ilgili doğru uygulamaların yaygınlaştırılacağını söyledi.
Okunma Sayısı : 536