İYİ PARTİ MİLLETVEKİLİ ENEZ KAPLAN BÜTÇE GÖRÜŞMELERİNDE SÖZ ALDI
Tekirdağ İyi Parti Milletvekili ve Meclis Katip Üyesi olan Enez Kaplan partisi adına bütçe görüşmelerinde söz alarak bir konuşma yaptı
Kaplan yaptığı konuşmada şunları ifade etti:
Sayın Milletvekilleri,
Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne bağlı özel bütçeli,
kamu tüzel kişiliğine haiz Kamu Denetçiliği Kurumu,
2013 yılından itibaren şikâyet başvuruları almaya başlamış.
Sadece 2021 yılında 18.843 adet şikâyet başvurusu yapılmış.
Bu durum, kamu kurumlarının vatandaşın haklarının korunmasında yetersiz kaldığının bir göstergesidir.
Hak arama, şikâyet ve taleplerin karşılanmasında önemli bir rolü olduğunu düşündüğüm bu Kurumun,
daha etkin bir işleyişe sahip olması gerektiği kanaatindeyim.
Vatandaşın haklarını güçlü kamu kurumlarına karşı korumak olan bu kurumun daha caydırıcı bir denetim yetkisinin olması gerekmektedir.
Sayın Milletvekilleri,
Türkiye Büyük Millet Meclisi kurulduğundan bu yana manevi kimliği ve büyük saygınlığı olan bir kurumdur.
Ancak, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemiyle birlikte Meclisin etkinliğinin elinden alındığı görülmektedir.
Muhalefet partilerinin milletin yararına vermiş olduğu Kanun Teklifleri, Önergeler, değerlendirilmedi, yasalaşmadı.
Niye?
Muhalefet diye.
İktidar, Millet yararına verilen bir önergeyi, bir kanun teklifini neden kabul etmiyor.
Muhalefetten neden bu kadar korkuyor?
Bizler İYİ Parti olarak milletimizin yararına birçok kanun teklifi ve önergeler verdik.
344 adet Kanun Teklifi verdik. İktidar tarafından kabul edilmedi.
867 adet Araştırma Önergesi verdik. Yine kabul edilmedi.
5.935 adet Yazılı Soru Önergeleri verdik. 4.124 tanesine cevap verilmiş.
1.811 adet Yazılı Soru Önergelerine cevap verilmemiş.
Bu zamana kadar TBMM için verdiğimiz Yazılı Soru Önergelerinin hiçbiri cevaplanmamış.
Birçok yasa, ya torba kanun şeklinde Meclisten geçiyor,
ya da Cumhurbaşkanlığı kararnameleri olarak yürürlüğe giriyor.
Dışardan atanan bakanların esamesi okunmuyor.
Fakat seçilmiş Milletvekiline laf söylemeye gelince aslan kesiliyorlar.
Yaptıkları işleri anlatırken “Cumhurbaşkanımızın talimatıyla” diye cümleye başlıyorlar.
Sayın Cumhurbaşkanı’nın talimatı olmasa bakanlıkta işler yürümeyecek.
Atanmışların değil millet tarafından seçilmiş Milletvekillerinin ve Meclisin saygınlığının yeniden hak ettiği yere getirilmesi gerektiği açıkça görülmektedir.
Cumhurbaşkanlığı sistemi ile ülkenin uçacağı söylenmişti.
Evet uçuyoruz, ama millet olarak uçurumdan aşağı doğru uçuyoruz.
Defalarca söyledik, yine söylüyoruz:
İyileştirilmiş ve güçlendirilmiş parlamenter sistem ile
Türkiye Büyük Millet Meclisi güçlenecek ve hak ettiği saygınlığa kavuşacaktır.
Değerli Milletvekilleri,
İki hafta boyunca görüşeceğimiz bütçe vatandaşın bütçesi değildir.
Müteahhidin, rantçının, hükümete yakınlığı sayesinde ülkenin kaymak tabakasını yiyen küçük bir azınlığın bütçesidir.
AK Parti iktidarında geçen 20 yılın sonunda artık vatandaş da neyin ne olduğunu görmüş
ve gemiyi hızla terk etmeye başlamıştır.
20 yıllık iktidarın sonunda AKP bütçeyi iyi yönetememiştir.
2022 yılının bütçesi iktidara 6 ay bile yetmedi.
Yılın ortasında ek bütçe yapmak zorunda kaldılar.
Uzun zamandır yaşanan enflasyon ve kur krizi evlere ateş düşürmüş,
Milletimiz geçim derdinde zar zor hayatlarını devam ettirme çabasına girmiştir.
Türk Lirasının değeri her geçen gün erimekte buna bağlı olarak alım gücü hızla düşmektedir.
Maaşlara yapılan artışların zaman içinde eridiği gün gibi ortadır.
Vatandaş yapılan zamlar ve enflasyon altında ezilmeye devam ediyor.
Bu durum artık kronik hale gelmiştir.
Asgari ücret ile geçinen ve üç çocuğu olan 5 kişilik ailenin günde üç öğün simit çay hesabı aylık 4.500 TL tutuyor.
Evine 5.500 TL asgari ücret giren bu 5 kişilik aile kalan bin lira ile nasıl geçinecek?
Kira, elektrik, su, doğalgaz, eğitim masraflarını nasıl karşılayacak?
İYİ Parti iktidarında, hem enflasyon düşecek,
hem vatandaş hak ettiği refah seviyesine,
hem de huzurlu bir yaşama kavuşacaktır.
Asgari ücrete yapılan zamlar bir iki ay içinde ışık hızıyla eridi.
Enflasyon düşmediği takdirde maaşlara yapılan zamların,
vatandaşın alım gücünü iyileştireceği düşünülemez.
Sayın Milletvekilleri,
Ülkemizin kanayan yaralarından biride garanti verilerek yapılan projeler.
Bunlar geleceğimizi ipotek altına alan projelerdir.
Yap-İşlet-Devret projeleri ve Kamu-Özel İşbirliği ile yapılan köprü, tünel, hastane, havaalanları ve yollarda uygulanan yolcu, araç, hasta, uçuş garantileri milletimizin cebini boşaltmaya devam ediyor.
Örneğin;
Kütahya – Afyon – Uşak illerimiz için yapılan Zafer Havalimanına 2021 yılında;
İç hatlarda: 775 bin 137,
Dış hatlarda: 542 bin 596 kişi yolcu garantisi verilmiş.
Fakat verilen hedef tutmadı ve 2021 yılında
İç hatlarda: 9 bin 228
Dış hatlarda sadece 1904 yolcu bu havalimanını kullanmış.
“Milletin cebinden bir kuruş çıkmayacak” denilerek yapılan havalimanının eksik kalan 1 milyon 306 bin 537 yolcusu için
6 milyon 936 bin 738 AVRO devletin kasasından, yani vatandaşın cebinden çıkmış.
Bu kadar enflasyon ve döviz krizi varken, müteahhitlere garantileri döviz cinsinden ödeniyor.
Ama vatandaşa gelince dövizlerini Türk Lirasına çevirsinler diye Kur Korumalı Mevduata özendiriyorlar.
Hasta garantili hastaneler,
araç garantili yollar, köprüler,
kur garantili mevduat,
yolcu garantili havalimanları ekonomi üzerinde ciddi yük oluşturmakta.
Bu yükün tamamı milletimizin üzerinde.
Bununla da kalmıyor.
Çocuklarımızın, torunlarımızın geleceği ipotek altına alınıyor.
İktidarının yaptığı 2023 yılı bütçesi milletimizin derdine derman olmayacak.
Ama herşeye rağmen ülkemiz ve milletimize hayırlı olmasını diliyor,
Genel Kurulu saygılarımla selamlıyorum.
Okunma Sayısı : 403