Demokrat Parti Ekonomik İşler Başkanı Bülent Şahinalp, enflasyon rakamlarını değerlendirdi
“Her şeye yetkili ama sorumsuz bir iktidar! Siz neden sorumlusunuz?”
) Demokrat Parti Ekonomik İşlerden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Bülent Şahinalp, son açıklanan enflasyon rakamlarını değerlendirdi.
Şahinalp, yaptığı yazılı açıklamada TÜİK tarafından açıklanan son enflasyon rakamlarının gerçek enflasyonu yansıtmadığını ifade etti.
Ekonominin içinde bulunduğu çıkmazdan bugünkü iktidarın sorumlu olduğuna dikkat çeken Şahnalp, “19 yıldır iktidardalar ama yüksek faizden sorumlu olanlar “bankalar ve faiz lobisi”, yüksek döviz kurlarından sorumlu olanlar “Dış Güçler”, işsizlikten sorumlu olanlar “sanayici ve tüccar”, enflasyondan sorumlu olanlar ise “zincir marketler”!. O zaman bu İktidara sormak lazım. Peki, siz neden sorumlusunuz? Her şeye yetkili ama sorumsuz bir iktidar!” eleştirisinde bulundu.
Demokrat Parti Genel Başkan Yardımcısı Bülent Şahinalp’in yaptığı yazılı açıklama şöyle:
“Çekirdek Enflasyon arttı”
“T.C. Merkez Bankası’nın Ağustos’ta enerji, gıda ve alkolsüz içecekler, alkollü içkiler ile tütün ve altın fiyatlarındaki değişimleri dışlayarak elde edilen C çekirdek enflasyonu para politikası için baz alacağını açıklayıp, sürpriz şekilde 100 baz puan indirimle Politika faizini yüzde 18’e çekmesi sonrası, her kesimin gözü TÜİK’in açıklayacağı enflasyon verisinde idi.
TÜİK'e göre, Eylül ayında Tüketici Fiyat Endeksi TÜFE aylık bazda yüzde 1,25 ve yıllık bazda yüzde 19,58 arttı. Yıllık artış oranının en yüksek olduğu gruplar, yüzde 28,79 ile gıda ve alkolsüz içecekler, yüzde 23,27 ile ev eşyası, yüzde 23,27 ile lokanta ve oteller, yüzde 20,97 ile konut ve yüzde 20,21 ile ulaştırma oldu. Piyasanın daha fazla dikkat ettiği gösterge olan Çekirdek Enflasyon ise, Ağustos’taki gerilemenin aksine, Eylül’de yıllık yüzde 16,76’dan yüzde 16,98 seviyesine çıktı.
“İnsanımız her an gerçek enflasyonu yaşıyor”
Oysa milyonlarca insanımız sokakta, çarşıda, pazarda, markette, bakkalda, halde her gün gerçek enflasyonu yaşıyor. Açıkçası cüzdanına yansıyan fiyat artışının bunun çok üzerinde olduğunu herkes biliyor.
Nitekim akademisyenlerin oluşturduğu bağımsız Enflasyon Araştırma Grubu ENAGrup 'a göre, ENAGrup Tüketici Fiyat Endeksi Eylül ayında yüzde 2.89 arttı. ENAGrup Tüketici Fiyat Endeksi, E-TÜFE'deki 12 aylık artış oranı ise yüzde 44.70 olarak gerçekleşti.
“Anlaşılan bu iktidar ile bir süre daha enflasyon ile yaşamaya mahkûmuz!”
Diğer taraftan, TÜİK verilerine göre, Yurt İçi Üretici Fiyat Endeksi (Yİ-ÜFE) aylık yüzde 1,55 ve yıllık yüzde 43,96 arttı. Ağustos ayında Yİ-ÜFE yüzde 45,52 seviyesindeydi. Üretici ve tüketici enflasyonu arasındaki fark 24.38 puan oldu. Üretici fiyatlarının hafif gerilemesi ve tüketici enflasyonunun artması farkın az da olsa düşmesini sağladı.
Önümüzdeki aylarda Üretici fiyatlarının kısmen de olsa, Tüketici fiyatlarına yansımasını beklemeliyiz. Nitekim TCMB beklenti anketine göre, Enflasyonda 12 ay sonrası beklenti yüzde 12,9 ve 24 ay sonrası beklenti ise yüzde 10,7 seviyesindedir. Anlaşılan bu iktidar ile bir süre daha enflasyon ile yaşamaya mahkûmuz!
“Yeniden bir faiz artışına gidilmesi kaçınılmaz gözüküyor”
TÜFE'de yıllık enflasyonun Eylülde yüzde 19,58'e çıkması sonrası TCMB faizi ile TÜFE arasındaki fark 1,58 puana yükseldi. Enflasyonun önümüzdeki aylarda yüzde 20'ye yakın seyretmesi halinde, TCMB'nin yeniden bir faiz artışına gitmesi kaçınılmaz gözüküyor. Aksi takdirde, her gün yeni bir rekor kıran döviz kurları yeniden kontrolden çıkabilir!
“Marketlere müfettiş göndererek enflasyon önlenemez”
Enflasyonu önlemenin yolu; depoları basmak, üreticiyi suçlamak, marketlere müfettiş göndermek ya da ilave kooperatif marketler açmakla olamaz. Nitekim geçmişte denenen Tanzim satışların hiçbir faydası görülmedi.
Bunu düzeltmenin tek yolu üretime yönelik yanlış politikaları düzeltmekten ve üretimi artırmaktan geçer. Oysaki mevcut iktidar özellikle tarımsal ürünlerde, kendi çiftçisini desteklemek yerine, yurt dışından ithalat yoluyla yabancı ülke çiftçilerini desteklemektedir.
“Girdi fiyatları mutlaka düşürülmelidir”
Öncelikle yapılması gereken, tanzim satış ya da market açmak değil, üretimde kullanılan girdi fiyatlarını düşürmektir. Çiftçimizin kullandığı gübrede son 12 ay içinde fiyat artışları yüzde 157’ye kadar ulaştı. Bu konuda iktidarın her hangi bir planı ya da aldığı tedbir var mı?
Son haftalarda bütün dünyada petrol ve doğalgaz fiyatlarında büyük artışlar yaşanıyor. Küresel petrol piyasasının en önemli gösterge Brent ham petrolü 80 dolar/varil seviyesini aştı, 90-100 dolar seviyeleri konuşulmaya başladı. Mayıs 2020’den bu yana gösterge doğalgaz vadelilerinin yüzde1,300 artış kaydetti.
“Avrupa’da başlayan enerji krizi tüketicinin cebinde hissedilecek”
Avrupa'da başlayan enerji krizinin dünyanın geri kalanına da yayılması, fabrikalarda üretimleri aksatması ve milyonlarca tüketicinin enerji fiyatlarındaki yükselişi faturalarında ve cüzdanlarında hissetmesi bekleniyor.
“Çok zor bir kış hepimizi bekliyor”
Böyle bir konjonktürde iktidar, yılbaşına kadar enflasyonu yükseltmemek ve ilave faiz indirimleri gerçekleştirmek amacıyla, konutlarda kullanılan elektrik ve doğal gaza zam yapmamayı tercih etti. Ancak sanayi ve elektrik santrallerinde kullanılan doğal gaza yapılan yüzde 15 zam tüm fiyatları etkileyecek. Çok zor bir kış hepimizi bekliyor.
2020 sonu itibariyle; iflas etti denilen Arjantin'de kişi başı milli gelir 9,100 Dolar, ucuz işçilik ülkesi diye bilinen 1,5 milyar nüfuslu Çin'de kişi başına milli gelir 11,700 Dolar, Türkiye'de ise 7,700 Dolara geriledi.
“Halkımız sürekli olarak fakirleşiyor”
Döviz kurlarında yaşanan artışlar sonrası, ülkemizde asgari ücret seviyesi 320 Dolar ile Çin’deki 340 Dolarlık seviyenin bile gerisine düştü. Halkımız özellikle 7 yıldır sürekli olarak fakirleşiyor. Fileler dolmuyor, tencereler ise bomboş! İşte, 19 yıldır ülkeyi kesintisiz ve tek başına yöneten iktidarın ekonomideki başarısı! “Ekonomimiz uçuyor” türü algı yönetimine artık kimse inanmıyor!
“Dünyanın en pahalı borçlanan ülkelerinden birisiyiz”
Bu arada, Türkiye’nin CDS yani Credit Default Swap (Kredi Risk Primi) de 434 puana yükseldi. Bir ülkenin ya da şirketin CDS primi ne kadar yüksekse borçlanma maliyeti de o kadar yüksek demektir. Çünkü bu prim ister istemez faize yansımaktadır. Nitekim Hazinenin geçtiğimiz günlerde yaptığı dolar cinsi borçlanmada faiz oranı yüzde 6,5 gerçekleşti. Gerek Hazine gerekse özel sektör, Dünyanın en pahalı borçlanan ülkelerinden birisiyiz.
“Her şeye yetkili ama sorumsuz bir iktidar!”
19 yıldır iktidardalar ama yüksek faizden sorumlu olanlar “bankalar ve faiz lobisi”, yüksek döviz kurlarından sorumlu olanlar “Dış Güçler”, işsizlikten sorumlu olanlar “sanayici ve tüccar”, enflasyondan sorumlu olanlar ise “zincir marketler”!. O zaman bu İktidara sormak lazım. Peki, siz neden sorumlusunuz? Her şeye yetkili ama sorumsuz bir iktidar!
Halkımız, yaşanan bunca sıkıntı ve zorluğun hesabını sandık önüne geldiğinde mutlaka soracak ve “Yeter Söz Milletindir” diyecektir.”
Okunma Sayısı : 571