BAŞKAN ALBAYRAK, BEŞ PARTİNİN İL BAŞKANI İLE BULUŞTU

 BAŞKAN ALBAYRAK, BEŞ PARTİNİN İL BAŞKANI İLE BULUŞTU

 Tekirdağ Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Albayrak, Cumhuriyet Halk Partisi, İYİ Parti, Saadet Partisi, Demokrat Parti ve Demokratik Sol Parti İl Başkanları ile Beşevler Sosyal Tesislerinde bir araya gelerek 24 Haziran tarihinde gerçekleştirilecek olan seçimlerde Genel Başkanlıklar tarafından alınan ittifak kararını değerlendirdi.

ŞU ANKİ HÜKÜMETİN YÖNETİMİNDE SÜREKLİ YANILMA, SÜREKLİ ALDATILMA MEKANİZMASI İŞLİYOR

İl başkanlarının konuşmalar yaparak gündemi değerlendirdiği toplantıda Saadet Partisi İl Başkanı Feti Pehlivan,  “Siyasi partiler devleti yönetmek için kurulan anayasal kurumlardır. Temel görevi budur. Devletin nasıl yönetildiğine dair programları içerir. Partiler programlarını seçmenlere aktarır ve seçmen de uygun bulduğu programa yetki verir. Türkiye, hükümet etme sisteminde bir değişikliğe gitti, referandum münasebetiyle. Bu değişiklikte Cumhurbaşkanlığı hükümet etme sistemi geldi. Mana daha önce bildiklerimizden çok farklı bir yapı arz ediyor. Cumhurbaşkanları hiçbir partinin özel adayı olamıyor aslında. Cumhurbaşkanı, hükümet kurmak için gösterilen namzet demektir. Cumhurbaşkanı seçildiği zaman da malumunuz hükümeti dışardan kurar. Eğer meclisten kendisine faydalı olacak birini alır ise milletvekilliğinden ayrılmak zorundadır. Anayasada ifade edilen yönetimde istikrar ve temsilde adalet prensiplerinin doğru uygulanmasını da gerektiriyordu. Cumhurbaşkanlığı hükümet etme sisteminde yönetimde istikrar sağlanacak. Beş yıl hükümeti herhangi bir şekilde indirme şansı yok. Ancak öte yandan anayasal bir zorunluluk yine. Siyasi partilerin almış oldukları oy oranında temsil edilebilmesi gerekiyor. 12 Eylül Darbesi’nden sonra oluşturulmuş olan yüzde 10’luk baraj, aslında hükümet etme sistemindeki değişiklikten dolayı sıfırlanması gerekiyor. Türkiye’nin en büyük partisi olan AK Parti, barajı aşamama tehlikesi ile karşı karşıya kalan MHP’nin emir ve direktiflerine uygun şekilde bir ittifak olayı ortaya koydu. Bu siyasal olarak bizim çok dikkatimizi çekiyor. Niye büyük parti olayları belirlemiyor da yüzde 10 barajını aşamayacak bir parti belirliyor. Bu sorgulanması gereken önemli bir soru. Sonuç itibariyle 2002’den bu yana AK Parti’nin dillendirdiği bir husus var: Koalisyonlara şiddetle karşıyız. Erken seçim vatana ihanettir, sözleri söylenmiştir. Şimdi koalisyon değil de ittifak adı altında aynı şeyi gerçekleştiriyorlar. Şu anki hükümetin yönetiminde sürekli yanılma, sürekli aldatılma mekanizması işliyor. Halbuki devlet meselelerinde yanılma olamaz. Dikkatlice müzakere edilir ve en uygun olanı ortaya konulur. Ama 15-16 yıllık süre içerisinde bunu böyle gördük. Sonuç sıfır baraja çekmediler, kendilerine göre bir kombinasyon kurarak, genel başkanımızın ifade ettiği şekilde insanları kutuplaşmaya iterek yaptıkları bir tuzaklamaydı bu. Enteresan bir şey cereyan ediyor. Kendilerine göre mükemmel olan bu ittifak meselesi, öbür tarafta siyasi partilerin de ittifakını gerektiriyor. Bu yasal zorunluluk anlamına geliyor. Tabii ittifak sıfır baraj anlamını da içeriyor. Yani o ittifakta bulunan partiler yüzde 10’u geçtiklerinde zaten yüzde 10 barajını geçmiş oluyor. Şimdi ne yapacaklarını da şaşırdılar. Muhalefet partilerini halkın gözünde aşağı çekelim diye uğraşıyorlar. Bu çok tehlikeli. Siyasi partiler birbirinin düşmanı değildirler. Ama rakiptirler. Partiler, devleti daha iyi yönetmek için rekabet etmelidir. Böyle bir ortamda projelerin konuşulması lazım. Bunun üzerine şahıslar üzerinden politik beyanlar insanlarımızı öteliyor, sıkıntıya sokuyor. Şu an geldiğimiz nokta erken seçim de değil. Erken seçim olabilmesi için en az üç aylık süreç lazım. Bu bir baskın seçimdir. Ama bugün tahakkuk eden bu birliktelik partilerimizin kendi oylarıyla meclise girme imkânı sağlıyor. Buna biz ittifak demiyoruz; liderlerimizin ifade ettiği gibi seçim işbirliği diyoruz. Siyasi partiler birbirinin düşmanı olmadığına göre seçim çalışmalarında daha mülayim, daha yan yana durabilir, projelerini halka sunabilir, nitelikli hürmetli ve hoşgörülü bir hava içerisinde inşallah iyi sonuçlar alınabilir. Tabi şimdi daha işbirliği protokolü açıklanmadı. Bu protokol açıklandıktan sonra sorumluluklarımız daha iyi anlaşılacak. Ona göre kardeşçe, insanlarımızı kırmadan ve ötelemeden projelerimizi anlatıp, onların takdir ettikleri şekilde 24 Haziran’ın sonuçlanmasını bekleyeceğiz” söyledi.

DİNİ VE MİLLİ DUYGULARIMIZI İSTİSMAR ETTİLER

İyi Parti Tekirdağ İl Başkanı Sertaç Alkaya, “16 Nisan Referandumu yaşadık. Daha uyum yasaları çıkarılmadan Sarayın küçük ortağı tarafından seçim gündeme getirildi. Bir hafta öncesinde bunu dile getirenlerin vatan haini ilan edildiği bir süreci yaşadık. İYİ Parti’nin seçime sokulmaması için seçim 24 Haziran’a çekildi. Hepimiz inançlı itikatlı insanlar olduğumuz için onların bu tuzağını bozduk. Ne söyledilerse hep ters tepti. Biz yıllardır Tekirdağ’da siyaset yapan insanlarız. Sahaya indiğimiz zaman AKP, MHP, CHP, Saadet Partisi, Demokratik Sol Parti arasında ayrımı yapmadan dostça, kucak kucağa, kardeşçe siyasetimizi yapıyoruz. Kimse birbirine küsmüyor. Ailemizin içinde A partiye de oy veren var B partiye de oy veren var. Tabandaki siyaseti genele de yaymaya başladık. Ülkemizde güzel şeyler olmaya başladı. Bu bakımdan ilk hamleyi yapan Cumhuriyet Halk Partisi’ne teşekkür ederiz. Çok güzel bir demokrasi örneği ortaya koydular. Partilerimizin genel başkanları halkın demokratik tercihlerini ortaya koyabilecekleri bir ortam oluşturdular. Halkımız bu yaşanan süreçleri çok iyi görüyor. Dini ve milli duygularımızı istismar ettiler. Artık istismar edilecek bir şey kalmadı” sözlerini söyledi.

ADALET VE KALKINMA PARTİSİNİN SONU 24 HAZİRAN’DIR

Cumhuriyet Halk Partisi Tekirdağ İl Başkanı Recep Ökten de bir konuşma yaparak, “Arkadaşlarımızın açıkladığı gibi baskın seçimin ötesinde önümüze konan 24 Haziran tarihi iktidarın panik halinin bir göstergesidir. Türkiye’de özellikle ekonomik anlamda ciddi bir dar boğazın içerisine maalesef Türkiye girmiş durumda. Döviz kurlarının her geçen gün yükseldiği, kurların kontrol edilemediği, vatandaşın borç batağına sürüklendiği, şirketlerin her gün yapılandırma durumuyla karşı karşıya olduğu bir süreçte, adalete güvenin sarsıldığını toplumun her kesiminde yaşıyor ve görüyoruz. Bu olumsuzluklar Adalet ve Kalkınma Partisinin iktidarının sonu olacağının göstergesidir. Bunlar son çırpınışlarıdır. Türkiye Cumhuriyeti devleti boş bir ülke değildir. Tüm demokratik kitle örgütleriyle demokrasinin gereği olan seçimlere hazırlanmak ve seçimlerden de başarıyla çıkmak zorundayız. Çünkü iktidar, yokluk, yasaklar ve yolsuzluklar üzerine vaadlerle iktidara geldiler. İktidara geldiği günden bugüne bu yokluğu, yasakları ve diğer uygulamaları ile kendi söylemlerinin altında kaldı. Bir dönem demokrasi bizim için bir araçtır, günü geldiği zaman bu trenden ineceğiz demişlerdi. Şu anda uyguladıkları baskı politikalarıyla toplumdaki kutuplaştırma ve ötekileştirme ile hayat yaşanamaz hale gelmiş durumdadır. Adalet ve Kalkınma Partisinin sonu 24 Haziran’dır. Ben demokrasinin kazanacağına inanıyorum. Bu bir siyasi partinin mücadelesi değil, ülkenin bekasıdır. Ülkenin rahat bir nefes alabilmesi, herkesin huzur içinde yaşayabileceği bir ülkenin mücadelesidir. Bu mücadeleyi hep birlikte yapacağız ve ülkemiz rahat bir nefes alacaktır. 24 Haziran seçimlerinin tüm halkımızın duyarlılık göstereceği inancı ile hayırlı olmasını diliyorum” dedi.

DAR BİR ZAMANA SIKIŞTIRILMIŞ BİR SEÇİMİN DEMOKRATİK OLMAYACAĞINI DÜŞÜNÜYORUM

Demokratik Sol Parti İl Başkanı Mehmet Yaman ise, “Parti olarak bizim bir sıkıntımız var. Yüksek Seçim Kurulu bizi seçime sokmuyor. Yüksek seçim Kurulu partilerin seçime girmesi ile ilgili karar verme yetkisine sahip olmadığı halde, tarihinde olmayan bir karar alarak, Demokratik Sol Partinin seçime girmesini engellemiştir. Partilerin seçime girip girememesi konusunda karar verici yetki Yargıtay Başsavcılığına aittir. Yargıtay Başsavcılığı, Demokratik Sol Parti’nin seçime girmesinde bir engel olmadığını, genel başkanlığına ve Yüksek Seçim Kuruluna bildirmiştir. Bunlara rağmen YSK tarihinde olmayan bir karar almıştır. Çıkarılan yasada, Yüksek Seçim Kurulunun aldığı kararlara herhangi bir itiraz yapacak makam yok. Partimizin avukatları Ankara’da ciddi anlamda bir mücadele verdiler. Fakat her itirazımız red olarak geri dönüyor. Bizim bu mağduriyetimiz karşısında, parlamentoda olan partiler bizi yalnız bıraktı. 24 Haziran’da seçim kararı alındı. Dar bir zamana sıkıştırılmış bir seçimin demokratik olmayacağını düşünüyorum. Şu anda ülkenin içinde bulunduğu duruma bakarsak Ülke, ekonomisi, eğitimi, dış politikası ve birçok açıdan tıkanmış durumda. Bu tıkanmışlığı, gündem saptırarak götürmeye çalışıyorlar. Ama bu işin de sonunun geleceğine inanıyorum. Tekirdağ’da yıllardır politikanın içindeyiz. Tekirdağ’da hangi siyasi görüşe sahip olursa olsun insanlar, birbirlerini sever ve saygı duyarlar. Ben siyasi partilerin tüm çalışmalarını yapacağı seçim döneminin de bir barış ve kardeşlik içinde geçeceğine inanıyorum” dedi.

KORKUNUN ECELE FAYDASI YOK

Toplantıda söz alan Demokrat Parti İl Başkanı Zafer İnandılar da, “Yerelde burada biz her zaman için seçimlerde barışçı ve demokratik bir biçimde mücadele ettik. Erken seçimin ihanet olduğunu belirten bir iktidar bugün apar topar erken seçim kararı almıştır. Başkanlarımın da belirttiği gibi korkunun ecele faydası yok. Bu birliktelik ile inanıyorum ki bu düzenin sonu gelecek. Bu vesile ile bu seçim çalışmalarının hep birlikte demokratik bir biçimde yürütülmesini temenni ediyor herkese başarılar diliyorum” şeklinde konuştu.

Yayınlanma Tarihi : 6 Mayıs 2018
Okunma Sayısı : 583
oıo