25 Kasım Günü, Birleşmiş Milletler'in 1999 yılında aldığı karar doğrultusunda tüm dünyada farkındalık oluşturmak amacıyla "Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü" olarak ilan edilmiştir.

Kadına yönelik fiziksel, psikolojik şiddet ve istismar ülkemizin durdurulmak istenmeyen acı bir gerçeğidir. Toplumda bilinç ve farkındalık oluşturmaya yönelik uzun yıllardır bizler tarafından sürdürülen çalışmalar ne yazık ki AKP iktidarı sebebiyle yetersiz kalmaktadır.

Kadınların değer görmedikleri, ayrımcılığa uğradıkları, sadece fiziksel değil psikolojik  şiddet ve sözlü, duygusal, fiziksel istismara maruz kaldıkları bir ortamda toplumun barış, huzur ve refahından söz edilemez. Kadına yönelik şiddet, tüm insanlığa karşı işlenmiş bir suçtur.

Bu anlamda daha etkin mücadele için erken yaşlardan itibaren verilecek iyi bir eğitim ile bireylerin bilinçlenmesi sağlanmalı, kadına yönelik şiddetin önlenmesiyle ilgili sosyal projeler hayata geçirilmeli, kadını korumaya yönelik kamu hizmetleri güçlendirilmelidir.

Kadınlarımızı sadece sözde değil kanunlarla korumak zorundayız. Günümüz Türkiye'sinde kadınları önemsemeyen, kadınların teminatı olan "İstanbul Sözleşmesi" gibi bir sözleşmeyi türlü bahanelerle kaldıran, yerine yeni bir sözleşme getireceğiz diyerek bu süreçte kadınların kasten şiddete maruz kalmasına göz yuman, hâlâ kadınları koruyan bir kanun dahi hazırlayamayacak kadar basiretsiz, sorumsuz olan, erkeklere pozitif ayrımcılık yaptığını her yerde dile getiren, kadınları belli kalıplara sokan ve sadece o kalıplar içerisinde görmek isteyen ataerkil bir yönetimle basbaşayız.

Bu zinciri kırmak, bu kirli zihniyeti yok etmek, kadınlarımızı Cumhuriyetimizin ilk yıllarında olduğu gibi hak ettiği konuma, saygınlığa getirmek bizlerin asli görevidir, yükümlülüğüdür.

25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü'nün toplumumuzda bilinç ve duyarlılığı güçlendirmesi ümidiyle, kadına ve insanlığa yapılan her türlü şiddeti kınıyor, şiddetin tamamen ortadan kalktığı adil bir dünya diliyorum.