Kadınlara toplumda hak ettiği yeri sağlamayan milletlerin ilerlemesi, hak ettiği refahı yakalaması mümkün değildir. Büyük Önderimiz Mustafa Kemal Atatürk’ün veciz ifadesiyle, “Toplumun bir yarısı yere zincirlenmişken, diğer yarısının göğe yükselemeyeceği” açıktır. Bu gerçek ortadayken Türk kadını, bugün hak ettiği konumdan oldukça uzaktır.Kadınlar ile erkekler iş hayatında, sosyal hayatta ve siyasette eşit şartlarda yarışmamaktadır.

Resmi istatistiklere göre 2019 Kasım dönemi itibariyle işsizlik oranı, erkeklerde yüzde 11,7 iken, kadınlarda bunun yaklaşık 5 puan üstünde, yüzde 16,6 olarak gerçekleşmiştir. Resmi işsiz sayısına, eksik ve yetersiz istihdam edilenler, mevsimlik çalışanlar, iş bulma ümidini kaybedenler ile diğer nedenlerle işgücü piyasasından kopanların eklendiğinde, gerçek işsizlik oranı ise erkeklerde yüzde 18,8 iken, kadınlarda yüzde 28,3’tür. Yine ülkemizde, işgücüne katılamayan kadınların sayısı, katılabilenlerin iki katıdır. 2019’un Kasım döneminde işgücüne dahil olan kadınlarımızın sayısı 10,6 milyon kişi iken, dahil olmayan kadınlarımızın sayısı 20,7 milyon kişi olmuştur. Dahası, bu rakamlara ev işleriyle meşgul olduğu için çalışma hayatına dahil olmayan 11,7 milyon kadınımız dahil değildir.

Diğer taraftan iş bulabilen kadınlarımız da iş hayatında ciddi sorunlar yaşamaktadır. Erkeklerin çalışma hayatında kalma süresi 39,3 yıl iken kadınlarda sadece 19 yıldır. Kadınlar tüm eğitim düzeylerinde erkeklerden daha düşük ücret almaktadır.

Dünya Ekonomik Forumu’nun ekonominin yanında, eğitim, sağlık, siyaset gibi yaşamın pek çok alanında kadının durumu değerlendirdiği Küresel Cinsiyet Uçurumu 2020 Raporu’na göre Türkiye, Küresel Cinsiyet Uçurumu Endeksi’nde 153 ülke içerisinde 130. sıradadır. Türkiye’nin bu ligdeki rakipleri Burkina Faso, Papua Yeni Gine gibi ülkelerdir.

Ülkemizde kadına yönelik şiddet de ciddi bir sorun olarak varlığını sürdürmektedir. Sivil Toplum Kuruluşları tarafından yayımlanan verilere göre 2019 yılında 474 kadınımız, cinayete kurban gitmiştir. 2020’nin ilk 2 ayında erkekler tarafından öldürülen kadın sayısı 49’dur.

Gerek resmi rakamlar, gerek uluslararası kuruluşların raporları ve gerekse ülkemizdeki Sivil Toplum Kuruluşlarının verileri, ülkemizde kadınların iç acıtan durumunu ortaya koymaktadır. Daha acı olanı, her birinin ardında acı hikayeler yatan bu rakamlar, aslında buzdağının sadece görünen kısmıdır.    

Kurtuluş Savaşı’nda cepheye mermi taşıyan, Büyük Önderimiz tarafından en müstesna yerde görülen, seçme seçilme hakkını bugün çağdaş ülkeler olarak andığımız ülkelerden çok önce elde eden Türk kadını, prangalar altında yaşamayı kabul edemez.

O halde ülkemizin ve kadınlarımızın sorunlarının çözümü için ciddi bir kültürel değişime ve bu değişimi sağlayacak bir siyasi iradeye ihtiyaç vardır.

Çözüm için iliklenecek ilk düğme, kadına hayatın her alanında eşit haklar sağlayan, erkeklerle eşit yarışma ortamı sunan sosyal demokrat politikaların hakim kılınmasıdır. Ülkemizin aydınlık yarınlara ulaşması için tek yol budur ve bu hedefe ulaşmak için kadınların ve erkeklerin omuz omuza mücadele etmesinden başka yol yoktur.  

Bu düşüncelerle başta Tekirdağlı hemşerilerim olmak üzere tüm kadınların 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü’nü kutluyorum. 

Faik Öztrak

Tekirdağ Milletvekili  

CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü