CHP Tekirdağ Milletvekili Candan Yüceer’in 8 Temmuz’da gerçekleşen ve 25 yurttaşın hayatını kaybettiği Çorlu tren faciasına ilişkin sorusuna Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Cahit Turhan’dan yaklaşık ‘iki ay sonra’ yanıt geldi.

 

Kazanın yaşandığı tarihte “çok kısa sürede, çok dar bir alanda ve hattın işletmeye açıldığı tarihten bugüne kadar görünmeyen miktarda” yağış gerçekleştiğinin belirtildiği yanıtta, söz konusu hattın taşıma kapasitesinde, hat kesiminde kullanılan malzemelerde ve hattın altyapı ve üstyapısında herhangi bir sorunun olmadığı ifade edildi.

Bakana göre yol bekçisinin kontrolüne ihtiyaç yok!

TMMOB’un ve Birleşik Taşımacılık Sendikası’nın “yol bekçilerinin işten çıkarılmasının facianın yaşanmasında önemli bir etken olduğu” açıklamalarının ardından, CHP’li Candan Yüceer’in “demiryolu hatlarında arızaları haber vermek üzere görev yapan yol bekçilerinin kadro dışı bırakılmasına” ilişkin sorusuna Bakan Cahit Turhan, “bekçilik hizmeti ile sağlanan kontrollere yeni bakım sisteminde ihtiyaç kalmadığını” belirtti. Önerge yanıtında yol bekçilerine ilişkin, “Yol bekçileri aynı yerde, sabit beklemeyip hat üzerinde günlük yaklaşık 10 kilometrelik mesafeyi gidip gelerek yaya olarak kontrol etmektedir. Ansızın gelişen olaylarda, yol bekçilerinin geçmesini müteakip olaylar yaşanabilir” denildi.  Bakan Turhan, Hat Bakım ve Kontrol Planı”na göre uygulanan bakım sisteminde, Demiryolu Bakım Müdürü, Yol Bakım Şefi ve Hat Bakım ve onarım memurlarının hat bakım ve kontrollerini “eksiksiz” yerine getirdiğini belirtti.

Bakan’dan garip yanıt: Kısa süreli iptaller olsa da kısa vadede hiçbir ihale iptal edilmedi!

Bakan Cahit Turhan, CHP’li Yüceer’in “iptal edilen hat bakım ihaleleri” sorusuna “Kısa vadede hiçbir hat bakım ihalesi iptal edilmemiştir. Kısa süreli iptaller olabilmekle birlikte en kısa sürede gerekli bakım ve tamiratlar sağlanmaktadır” yanıtını verdi. Çorlu’da ‘ödenek yetersizliği’ nedeniyle iptal edilen ihalenin ise demiryolu hattının diğer kesimlerindeki bakımlarıyla alakalı olduğu belirtildi.

Kaza bölgesinin Temmuz başında 6 defa kontrol edildiği belirtilen yanıtta, “Demiryolu Bakım Müdürü hadisenin meydana geldiği söz konusu hat kesiminde rutin muayenesini en son 28 Haziran 2018 tarihinde yaptı. Yol bakım şefi tarafından da 14.05.2018 tarihinde yaya turnesi, 04.07.2018 tarihinde lokomotif turnesi, 02.07.2018, 03,07.2018 ve 05.07.2018 tarihlerinde olmak üzere motorlu demiryolu aracı turnesi ile herhangi bir olumsuzluk tespit edilmemiştir. Yol bakım şefi temmuz ayı başından olayın olduğu tarihe kadar olay mahallini 6 kez kontrol etmiştir.” ifadeleri kullanıldı.

CHP’li Candan Yüceer: Bakana göre kazada hiçbir kusur yok, hatta ortada bir kaza da yok!

Bakan Cahit Turhan’ın açıklamalarının “faciadaki sorumluluktan kaçma çabası” olarak niteleyen CHP’li Yüceer şunları söyledi:

“İki ay önce Türkiye tarihinin en büyük tren facialarından biri yaşandı. 25 yurttaşımız, 25 insan, 25 can hayatını kaybetti. Olayın hemen ertesi günü Saray’da kokteyller verilerek kazaya neden olduğu skandallar unutturulmaya çalışıldı. İki aylık süreçte ne kazaya ilişkin bilirkişi raporu tamamlandı, ne savcılık soruşturmasından bir şey çıktı, ne de herhangi bir devlet yetkilisi çıkıp kamuoyunu aydınlatacak bir açıklama yapmadı. Şimdi Bakan Cahit Turhan, Anayasa’da 15 gün demesine rağmen yaklaşık 2 ay sonra önergeme verdiği yanıtta, demiryolu sisteminin ne kadar mükemmel olduğunu, hatlarda hiçbir şekilde kusur olmadığını, denetimlerin tam zamanında ve eksiksiz yapıldığını anlatıyor. Bakana göre ortada giçbir kusur yok, hatta ortada bir kaza da yok.”

“Eğer bakan isterse, meteoroloji bilgilerini kendisine iletebilirim”

“Bakan, tren faciasını ‘aşırı yağışa’ bağlayarak AKP iktidarının her zaman yaptığı gibi, kadere, doğaya, fıtrata sorumluluğu atmaya çalışıyor. Kaza günü 145 yıl boyunca eşi benzeri görülmemiş şekilde yağışın gerçekleştiği belirtiliyor. TMMOB Meteoroloji Mühendisleri’nin yaptığı açıklamada, tıpkı TCDD raporunda da yer aldığı gibi, yağışın 7 yılda bir rastlanan yağış olduğu ve ‘bu anlamda yağış yönünden şaşırtıcı ve beklenmeyen yağışlar olmadığı’ açıkça belirtiliyor. Eğer bakan isterse, ben meteoroloji bilgilerini kendisine iletebilirim. Yine Bakanın yanıtında Demiryolu Bakım Müdürü’nün kazanın yaşandığı hatta defalarca denetim yaptığını ifade ediyor. Demiryolları yönetiminde en yetkili bölüm olan yol bölümüne bakan ana müdürün görevine vekaleten atandığı, hatta ana müdürün TCDD mevzuatına göre yeterli şartları taşımadığı ve en önemlisi ‘mühendis’ olmadığı iddiaları mevcut. Eğer denetim yapılmasına rağmen böyle bir facia yaşanıyorsa bu daha da korkunç.”

“Serbestleşme diyerek ulaşım hizmetinin piyasalaşma ve özelleştirme süreci gizleniyor”

“Son olarak Bakan TCDD’de ‘özelleştirme’ değil ‘serbestleştirme’ yapıldığını belirtiyor. Kelime oyunlarıyla tren yolu ulaşımının piyasalaştığını ve özelleştirildiğini gizlemeye çalışıyor. Bakanın sözünü ettiği ‘Türkiye Demiryolu Ulaştırmasının Serbestleştirilmesi Hakkında Kanun’ ile Bu kanunla TCDD Taşımacılık A.Ş.’nin kurulması ve ‘demiryolu altyapı işletmecisi’ olarak faaliyet göstermesi sağlanmış; özel sektörün de yük ve yolcu taşımacılığı yapmasının önü açılmıştır. Bu kanunla aynı zamanda TCDD’nin daha fazla kâr amacıyla yatırımları azaltılmış, lokomotif bakım ve yol bakım atölyeleri de işlevsizleştirilerek küçültülmüştür. Tren yollarının bakım, yenileme ve denetim süreci de piyasalaşma ve özelleştirme politikaları sonucu özel şirketlere devredilmiş ve toplumun ödediği vergilerle yaratılan değerlerin özel sektöre aktarılması sağlanmıştır. Kazanan ne yazık ki insan odaklı değil, kâr odaklı çalışan ‘birtakım’ özel şirketler olmuştur.”

“Hayatını kaybedenlerin vebali, halkın değil, yandaşların çıkarını esas alanların üzerindedir”

“Çorlu tren kazasının sorumluluğundan ne faciayı unutturmaya çalışarak, ne suçu doğaya kadere atarak, ne de kelime oyunları yaparak kaçamazsınız. Bu faciada hayatını kaybedenlerin vebali, bu olayı unutturmaya çalışan, sorumluluktan kaçan, halkın değil, yandaşın kârı için ulaşımı özel şirketlere peşkeş çekenlerin üzerindedir. Biz, CHP olarak, bu facianın AKP eliyle unutturulmasına asla izin vermeyeceğiz. Biz yastayız ve acımızı unutturmayacağız. Bu kazanın sorumlularından hesap sorana kadar mücadelemiz devam edecektir.”