1071'den beri Türklerin olan Anadolu, 30 Ağustos 1922 tarihindeki muazzam Zafer ile düşmanın bir kez daha boğulduğu ocağımız olmuştur.

 

Ulu Önderimiz ve ebedi Başkomutanımız Mustafa Kemal ATATÜRK,  26 Ağustos’ta Yunan mevzilerine baskın gibi bir taarruz yapmış, 30 Ağustos’ta düşmana kesin darbeyi vurmuştur. 1 Eylül’de “Ordular, ilk hedefiniz Akdeniz’dir, ileri” emrini veren ATATÜRK, düşmanı 9 Eylül’de İzmir’den atacak savaşı başlatmıştır. Tarihler, 18 Eylül’e geldiğinde Anadolu’da tek bir Yunan askeri kalmamıştır.

 

Hem orduyu hem milleti tek bir bayrak altında birleştiren; askeri, siyasi ve stratejik zekâsıyla bizi Anadolu'ya mühürleyen Başkomutanımız ve Büyük Önderimiz ATATÜRK'ü saygı ve minnetle anıyorum.

 

Tarihe en büyük kuşatma ve baskın taarruzu olarak geçen bu zafer, eşsizdir. Bu eşsiz zaferin önemini ünlü yazarımız Falih Rıfkı Atay, Çankaya adlı eserinde şöyle özetler:

 

“Nemiz varsa, bağımsız bir devlet kurmuşsak, hür vatandaş olmuşsak, şerefli insanlar gibi dolaşıyorsak, yurdumuzu batının, vicdanımızı ve kafamızı doğunun pençesinden kurtarmışsak, şu denizlere bizim diye bakıyor, bu topraklarda ana bağrının sıcağını duyuyorsak, belki nefes alıyorsak, hepsini her şeyi 30 Ağustos Zaferi’ne borçluyuz.”

 

Ortadoğu'daki gelişmelere bakınca ATATÜRK’ün rotasından başka seçenek olamayacağı daha iyi anlaşılmaktadır. Tarihin en büyük kuşatma ve baskın taarruzu olan 30 Ağustos Zafer Bayramı'nın 99. yılı kutlu olsun. Bu kutlu zaferde imzası olan ve emperyalist devletleri dize getiren başta ATATÜRK olmak üzere tüm silah arkadaşlarını ve kahraman Mehmetçiğimizi rahmet ve onurla anarım... Ruhları şad olsun.

 

 

Dr. İlhami Özcan AYGUN

CHP Tekirdağ Milletvekili